Türkiye’de bu yerleri görmeden yaşadım diyemezsiniz. Bir çok yazarımızın fikrini alarak hazırladığımız Türkiye’deki görülmesi gereken yerleri bir liste haline getirdik. Gezilecek yerler dendiği zaman ilk akla gelenleri biraz farklı hale getirerek gezi zevkinize ilham vermeye çalıştık. Türkiye’de Görülmesi Gereken 50 Farklı Gezilecek Yer adlı gezi yazımızı umarım beğenirsiniz. :)Ayrıca yazı açıklamalarına tıklayarak o yerler hakkında daha detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.
Türkiye’de Görülmesi Gereken 50 Farklı Gezilecek Yer
Türkiye’de Görülmesi Gereken 50 Farklı Gezilecek Yer
1) Nemrut Dağı Milli Parkı / Adıyaman
Nemrut Dağı Milli Parkı:2150 m. Yüksekliğine sahip Dağ sadece ülkemiz için değil tüm dünya için eşsiz bir kültür mirasıdır. İşte tam da bu sebepten dolayı UNESCO’da Nemrut Dağı’na ilgisiz kalmamış dünya kültür mirası listesine almıştır. Yani dünyanın sekizinci harikası olarak nitelendirilen Nemrut heykeli bu listeye eklenmesinin en önemli nedeni. Heykel’in yanında bir de kitabe bulunmaktadır.Kitabeler ile birlikte anıt mezarları da vardır.
Bu dağı diğer dağlardan ayıran ve burayı özel kılan Kommagene Kralı Tümülüs ve heykellerdir. Kommagene Krallığı genler topluluğu olarak da isimlendirilebilen ve persler ile Greklerin oluşturduğu sağlam gelenek ve kültüre sahip güçlü bir krallıktır. Kommagene toprakları ilk çağlardan bu yana insanlara yurt olmaya devam etmiştir bunu da mağaralardaki ve arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkarılan kalıntılardan anlıyoruz.
2) Kral Kaya Mezarları / Amasya
Kral Kaya Mezarları:Her bir sokağı tarih kokan kent Amasya, hem Osmanlı hem de Osmanlıdan önceki medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Tarihinin en bilindik merkezlerinden biri olan Kral kaya Mezarları, Amasya Kalesi eteklerinde düz bir duvar gibi dikine uzanan kalker kayalara oyularak yapılmıştır.
Mezarlara, Hatuniye Mahallesi’nin dar sokaklarından geçerek çıkılıyor. Mezarların arasında, kayaya oyulmuş yollar ve merdivenler bulunmakta. Yeşilırmak Vadisi boyunca, irili ufaklı 21 mezar olduğubilinse de, günümüze sadece birkaç tanesi gelebilmiş.
3) Düden Şelalesi / Antalya
Düden Şelalesi:Burayı tanıtmak bile ayrı bir keyif ve şunu dile getirmek isterim ki böyle bir yerin Türkiye sınırları içerisinde olması beni çok heyecanlandırıyor. Düden şelalesi dünyanın dört bir yerinden merak edip ziyaretine gelen turistler ile dolup taşmaktadır.Şelalenin girişinde develere binip güzel bir anı fotoğrafı çekebilirsiniz. Şelalenin içerisinde Hediyelik eşya satan dükkanlar ve yemek yerlerioldukça fazladırve içerisinde Gençlik Parkı da bulunmaktadır.Düden şelalesinin suyu yaklaşık 15 km uzaklıkta bulunan Lara plajında 50 metre yükseklikten büyük bir gürültü ile denize dökülmektedir.
4) Atatürk Heykeli / Artvin
Atatürk Heykeli:Artvin’in en görünen kısmı olan Genya Dağı’nın eteğindeki Ata Tepe’de 7,5 dönüm araziye inşa edilen heykel, büyüklüğü ile Türkiye ve dünyanın en büyük Atatürk heykeli olma özelliğini taşıyor. Yüksekliği 22 metre, ağırlığı ise 60 Ton. 40 ton çelik ve 10 ton bakır, 10 ton farklı materyaller kullanıldı. Atatürk’ün Büyük Taarruz Zaferi öncesinde Afyon Kocatepe’deki duruşunu simgeleyen heykel için toplam bin 480 parça kullanılmıştır. Ayrıca heykelin yanında 60 metre direk uzunluğuna sahip 216 metrekarelik bir Türk bayrağının dalgalanmaktadır.
5) Yedigöller Milli Parkı / Bolu
Yedigöller Milli Parkı:Sessiz ve sakin bir tabiatı olan Yedigöller, şehir yaşamının yorucu ve bunaltıcı etkisinden kaçmak isteyenler için oldukça ideal bir yerdir. Çok farklı manzaralara sahiptir. Trekking yapmak isteyenler için farklı arazi şekilleri, şelaleleri, yürüyüş yolları mevcuttur.
Göllerin çevresi;kayın, meşe, gürgen, kızılağaç, dişbudak, karaağaç, ıhlamurgibi geniş yapraklı ağaçlarla vekaraçam, sarıçam, köknargibi iğne yapraklı ağaçlarla kaplı. Türkiye’nin en güzel orman alanlarından birisidir. Özellikle sonbahar günlerinde sarıdan kızıl tonlara kadar her türlü renge bürünen kayınlar ve diğer geniş yapraklı ağaçlar seyrine doyum olmayan görüntüleri özellikle fotoğraf meraklıları için güzel kareler sunuyor.
6) Gölcük Tabiat Parkı / Bolu
Gölcük Tabiat Parkı:Park suni olarak yapılmış harika bir göl manzarasına sahip. Her mevsim doğanın güzelliklerini bize sunan bu yer, ülkemizde keşfedilmeyi bekleyen binlerce güzellikten sadece bir tanesi. Göl ve etrafı Orman içi dinlenme yeri olarak milli parklarca koruma altına alınmıştır. Gölün çevresine araçla giriş yasak olduğu için rahatça yürüyüş yapabilirsiniz. Yıl boyunca gezip görmek, seyahat etmek, fotoğraf çekmek ve piknik yapmak için pek çok ziyaretçinin akınına uğrayan bu tabiat parkını en yakın zamanda siz de görmelisiniz.
Yaz kış tabiat parkının içerisinde birçok canlıya da rastlamak mümkün. Bun hayvanların başında tavşan ve porsuk geliyor.
7) Salda Gölü – Yeşilova / Burdur
Salda Gölü:Türkiye’nin en güzel gölleri arasında yer alanSalda gölü, Türkiye’nin saklı kalmış jeolojik mükemmelliğini en iyi resmeden yerlerden birisidir. Son zamanlarda çok daha meşhur hale gelmeye başlayan Salda’nın cazibesi giderek artıyor diyebiliriz. Bunun sebebi, Salda’nın bağlı bulunduğu Burdur – Yeşilova Belediyesi tarafından yapılan çalışmalar. Bunlara sadece tanıtıcı faaliyetler dahil değil, Salda gölünü ziyaret etmek için gelenlere sunulan ücretsiz hizmetlerden dolayı yaşanan memnuniyet ve her gelenin Salda’yı başkalarına da tavsiye etmesi de gölün popülerliğini arttırıyor.
8) Gölyazı Köyü / Bursa
Gölyazı Köyü:Gölyazı Köyü Bursa’nın Nilüfer İlçesine bağlı Uluabat gölü kıyısında yer alan küçük birbalıkçı köyü. Manzarası, çevre yapısı ile Türkiye’de böyle bir yer mi varmış? dedirten bir güzelliğiolmasına karşın pek çok kişinin buranın varlığından haberi yok. Hatta Bursa’nın belirli kesimleri bile bu yerin bursa’da olduğunu bile bilmiyor. Bursa’da olan buralarda bulunan yazarlarımız ile fikir alış-verişi yaparak size buköyüdaha yakından tanıtmak istedik.
Yerel halk genelde hafta sonları olmak üzere yediden yetmişe balık tutmayı çok seviyor. Zaten başta belirttiğimiz gibi burası küçük bir balıkçı köyü. Bu köyde kadınlar da erkekler de balıkçılık yapıyor, sokakta oturup balık ağı ören kadınlara rastlayabilirsiniz. Ve özellikle belirtmek isterim ki köy halkı güler yüzlü, oldukça da sıcak kanlı ve misafir perver.
9) Cumalıkızık Köyü / Bursa
Cumalıkızık Köyü:Dar sokakları, taş yolları, buram buram tarih kokan havası ve eskimeyen evleri ile Osmanlı’nın mirası bize Cumalıkızık Köyü. 700 yıllık geçmişine inat tarihi dokusundan hiçbir şey kaybetmeyen köy, 2014 yılında Unesco dünya mirası listesine girmiştir.
Uzun soluklu bir tatil yerine, hafta sonunu dolu dolu geçirmek isteyenler için tercih edilebilecek yerlerden biri olan Bursa ilimizin bir çok yerine giderek farklı dokuların içerisinde seyahat etme şansı bulabilirsiniz. Bunlardan en eskisi olan Cumalıkızık Köyü’ne ise şehir merkezinden kısa bir yolculuk ile ulaşım sağlanıyor. Uludağ’ın eteklerinde şehir içinde gizemli bir köy hayatına ulaşıp, yılların eskitemediği çınar ağaçlarının gölgesinde çayınızı yudumlayabilir, her biri köy meydanına çıkar dar sokaklarında yürüyüş yapabilir, rengarenk boyanmış cumbalı evlerini fotoğraflarınızla canlı tutabilirsiniz.
10) Ulu Camii / Bursa
Bursa Ulu Camii:Bursa’daki en görkemli cami olan Ulu Cami, Osmanlı zamanında I. Bayezid’in emriyle Mimar Ali Neccar’a aslında zaviye olarak kullanılması için yaptırılmıştır.(bkz : tekke ve zaviyeler) Yapımına 1396 yılında başlanmış ve 3 yıl süren çalışmalar sonucunda 1399 yılında inşası tamamlanmıştır. 5000 metrekarelik bir alan kaplayan Ulu Cami, üstü kapalı namaz kılma alanı bakımından Türk tarihinin en büyük camisidir. Ayrıca bilinen Osmanlı mimarı yapısından biraz uzaktır. Ana kubbesi bulunmayıp 20 adet kubbeye sahiptir ve aydınlatma işlemi için ortada bulunan kubbe camlarla kaplanmıştır.
11) Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi
Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi:Çanakkale ruhunun bu topraklarda diri tutulması asla vazgeçilemez bir devlet siyaseti olmalı. Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından Gelibolu yarımadası Milli Parkına 70 milyon lira harcanarak inşa edilen Tanıtım Merkezi, Çanakkale ruhunun daha iyi anlaşılabilmesine hizmet edecek bir yer oldu. 2012 senesinden beri hizmette olan tanıtım merkezinin Çanakkale’ye gelir gelmez gezinmesi gerekli. Şehitler Anıtına gitmeden evvel buraya gelinmesi, Şehitler Anıtında yapılan mücadelelerin daha iyi kavranmasına ve anlaşılmasına sebep olacak.
12) Pamukkale Travertenleri / Denizli
Pamukkale Travertenleri:Sadece ülkemizin değil, dünyanın en güzel yerlerinden birisi Denizli Pamukkale Travertenleridir. UNESCO tarafından da tarihi miras olarak kayıt altına alınan yere her sene binlerce yabancı turist ve yerli turist geliyor. Masalımsı bir yer. Kendinizi harikalar diyarında zannedebilirsiniz. Kalabalıklaşan ve betonlaşan şehirlerden sonra doğal ve organik bir oluşum içerisinde yürümek, ne stres bırakıyor ne de gam, tasa ve dert!
Travertenlerin bulunduğu noktada otel ve yollar inşa edilmiş. Bu inşa edilenlerin travertenlere zarar verdikleri görüldükten sonra kapatılmış. Beyaz rengin yerini kara bir bulut almaması için geçte olsa atılmış önemli bir adım. Travertenlere artık ayakkabı veya terlikle de girilemiyor. Çıplak ayakla üzerlerinde yürüyebiliyorsunuz. İrili ufaklı birçok havuz var. Bu havuzların içerisindeki sular ise şifa kaynağı. Havuzlara girmek ise serbest.
13) Laodikeia Antik Kent / Denizli
Laodikeia Antik Kent:Denizli çok eski bir yerleşim yeri. Kentte antik dönemlerden kalma birçok eser ortaya çıkıyor. Ayakta kalan antik kentlerde koruma altına alındı. Gelen turistler uğrak yerleri arasında koruma altına alınan antik kentler de var. Laodikeia kentinde insanın ilgisini farklı yapılar ve kullanılan malzemeler çekiyor. Bundan yüzyıllar öncesine dayanan hayatları hayal ediyorsunuz. Geçen zamanı düşüyorsunuz. Sonra kendi yaşadığınız dünyaya bakıyorsunuz. İçinizden “Kimler gelmiş, kimler geçmiş” demeden edemiyorsunuz
14) Uzunköprü / Edirne

Uzunköprü:1426 – 1443 yılları arasında dönemin padişahı II. Murat tarafından başmimar Müslihiddin’e yaptırılan köprünün yapım aşamasında Mimar Mehmet de Müslihiddin ile birlikte çalışmıştır. Köprünün kuruluş amacı; Osmanlılar’ın Balkanlar’a düzenleyeceği seferlerde karşılarına çıkan Ergene Nehri’ni aşmak için inşa edilmiştir. Daha önceden yapılan tahtadan köprüler, nehrin sularına dayanamayarak yıkılmış, bunun üzerine de taş köprü inşa edilmiştir. Bu sayede Osmanlılar, suların yükseldiği kış mevsiminde bile seferlerine devam etmiştir.
Uzunköprü, 1.392 metre uzunluğa, 6.80 metre genişliğe sahip olup toplamda 174 kemer bulunmaktadır. Köprünün bazı ayaklarında selyaranlar, üstlerinde balkonlar yer almaktadır. Yine köprünün ayaklarında fil, aslan ve kuş figürleri de görülmektedir. Son olarak 1963 yılında onarılan köprünün üzerine dökülen beton neticesinde tarihi kimliğine zarar verilmiştir desek yanılmış olmayız. Günümüzde köprü üzerinden halen Edirne – İzmir karayolu geçmektedir.
15) Selimiye Camii / Edirne
Selimiye Camii:Kuşkusuz Edirne denilince pek çok insanın aklına Selimiye Camii gelir. Mimar Sinan’ın ‘Ustalık Eserim’ dediği Selimiye Camii’ni gördüğünüzde muhteşemliği ve ihtişamı karşısında deyim yerindeyse kendinizi kaptırıp gideceksiniz. Osmanlı Dönemi’nde yapılan en önemli eserlerden biri olan camii, günümüzde mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında geliyor.
16) Zeugma Antik Kenti / Gaziantep
Zeugma Antik Kenti:Zeugma antik kenti Gaziantep’in Nizip ilçesine 10 km uzaklıkta yer alan günümüzde kazı çalışmalarının devam ettiği antik bir şehirdir. Gaziantep şehir merkezine olan uzaklığı ise yaklaşık 50 kilometredir. Eğer Gaziantep’e sadece zeugma antik kenti’ni görmek için geldiyseniz size 1 gün yetecektir. Ancak Antep’e kadar gelmişken Antep’teki diğer tarihi mekanları ve Antep mutfağını da görmeden gitmemenizi tavsiye ediyoruz.
17) Eğirdir Gölü / isparta
Eğirdir Gölü:Eğirdir Gölü ve çevresindeki yerleşim yerleri, alternatif turizm yönünden son derece zengin bir bölge diyebiliriz.Yılın istediğiniz zamanında Eğirdir’e gelerek burayı keşfeçıkabilir, konaklama imkanları sayesinde birkaç gününüzü bu bölgeye ayırabilirsiniz.Yemyeşil ormanlık alanlarla ve meyve bahçeleriyle kaplanmış olan Eğirdir Gölü, deniz seviyesinden yüksekte olmasından dolayı yazın gitseniz bile sizi bunaltmayan bir yer.
Göller Yöresi olarak adlandırılan bölgenin merkezi konumunda bulunan Eğirdir, bünyesinde barındırdığı birçok konaklama tesisi sayesinde başta yerli olmak üzere birçok ziyaretçiye ev sahipliği yapıyor.
18) Yedi Uyuyanlar Mağarası / Mersin
Yedi Uyuyanlar Mağarası:Mağara, hikayesinde barındırdığı efsane nedeniyle her yıl birçok ziyaretçiye ev sahipliği yapmaktadır.Mersinilinin Tarsus ilçesi sınırları Dedeler Köyü’nde bulunan bu mağaranın diğer bir adı ise Eshab-ı Kehf’dir.
Putlara tapılan bir toplumda putlara tapmayı reddeden altı gencin hikayesidir asıl efsane. Tek bir yaratıcıya inanan gençler putlara tapmayı reddetmiştir. Bu durum dönemin hükümdarı tarafından anlaşılmıştır ve hükümdar bu durumdan vazgeçmelerini emretmiştir. Ancak onlar inançlarını terk etmeyi kabullenmemiş ve yaşadıkları ülkeyi terk etmeye karar vermişlerdir. Yola koyulmuş kendilerine mağara arayan gençler bir rivayete göre yolda bir çoban ve bir köpek ile karşılaşırlar. Ancak diğer bir rivayete göre bu gençler yedi kişi olarak yola çıkarlar ve yanlarında olan köpek ise kendi köpekleridir. Kendilerine bir mağara bulan bu gençlerin mağarası kısa sürede dönemin hükümdarı tarafından bulunur ve mağaradan çıkmamaları için mağaranın ağzı kapatılır. İnançlarından ödün vermemelerinin ödülü olarak Allah (c.c) tarafından Kur’an-ı Kerim’e göre 300 yıl süre ile uyutulmuşlardır. Ancak Hristiyan kaynaklarına göre bu süre 197 yıldır. Tüm rivayetlerin tek ortak noktası bu gençlerin tek bir yaratıcıya inanmış olmalarıdır.
19) Cennet Cehennem Mağaraları / Mersin
Cennet Cehennem Mağaraları:Derin ve büyük çukurlardan oluşan ve antik doğa harikaları olan Cennet ve Cehennem Mağaraları (Çökükleri). Antik çağlardan bu yana adından sıkça söz ettirmektedir. Cennet Cehennem Mağaralarınerede, nasıl gidilir, gezilecek yerleri ve konaklama hakkında elimizden geldiğince bilgiler paylaşacağız.
Mitolojik hikâyeleri içinde taşıyan ve kutsal birçok anlam taşıyan yerlerdir. Cennet Cehennem Mağaraları Halk arasında Cennet Cehennem Çökükleri diye anılmaktadır. Bu çökükler yeraltın sularının zamanla kireç tabakalarını eritmesi sonucu meydana gelmiştir. Ziyarete gelen kişilerin üzerinde farklı bir his bırakmaktadır. Sanki o çağı yaşıyormuşcasına gezersiniz Cennet ve Cehennem Mağaralarını.
20) Kız kalesi / Mersin
Kız kalesi:Kızkalesi’nde adım atılan her yer tarihi dokuya sahiptir. Bugün, Kızkalesi’ndeki ören yerlerinde kalelere, kiliselere, sarnıçlara, su kemerlerine, kaya mezarlarına, lahitlere, taş döşemeli yollara rastlanılmaktadır. Kıyıdaki kalenin 500 metre açığındaki küçük bir adacık üzerine kurulu kaleye, Kızkalesi denilmektedir. Son yıllarda restore edilen kaleye, sekiz kuleyle korunmuştur. Kalenin dış çevre uzunluğu 192 metredir.
Burada eski dönemlerden kalma 4-5 tane kilise bulunmaktadır. Su kuyuları ve sarnıçların yanında, Lemas çayından su kemerleri ile getirilen sular, Kızkalesi’nin su ihtiyacını karşılamaktadır. Büyük kiliseye giden taş döşeli Kutsal Yol’da, yol boyunca dizilmiş irili ufaklı lahitler görenleri hayrete düşürmektedir.
21) Kadifekale / İzmir
Kadifekale:M.Ö. 541 yılında Persler ve Lidyaylılar arasındaki savaşta Perslerin galip gelmesiyle m.ö.334’e kadar ege bölgesine İyon yerleşimi devam etmiştir. İskender’in Anadolu’ya çıkışı ve pers egemenliğinin bitmesi üzerine bölgede Helenistik dönem başlar ve m.ö. 134 de biter. Helenler beraberlerinde kendi şehirleşme projelerini uygular. Böylece Helenlerin istediği, Dönemin büyük şehirleri olan Efes, Bergama, Rodos, İskenderiye gibi büyük ticaret ve liman şehridir. Büyük şehir için büyük alana ihtiyaç vardı. Bu şehrin eski İzmir’de kurulması hem konum ile hem de alanın küçüklüğünden dolayı imkansızdı. Bundan dolayı İskender yeni yer olarak, bugün Kadifekale olarak bilinen Pagos tepesi ve çevresine yeni şehri kurmayı düşünür. Bir rivayete göre İskender Pagos’da(Kadifedağı) gördüğü rüya üzerine yeni şehri buraya kurmaya karar vermiştir. İskender’in ölümünden sonra generaller arasında ki ikilik nedeniyle proje bir süre askıda kalır. Generaller arasındaki savaşı Lysimachos kazanması sonucu yeni İzmir’in kuruluşunu tamamlanır. Şehri Pagos tepesinde kurmaya başlar. Kadifekale, imparatorluklar arasında sık sık el değiştirdiğinden terkedilmiş ve zamanla harabeye dönmüştür. 18.yy da Kadifekale tekrar yerleşime açılır ve günümüze kadar gelir.
22) Çatak Kanyonu Seyir Terası / Kastamonu
Çatak Kanyonu Seyir Terası:21 Temmuz 2017 tarihinde yapımına başlanan Çatak kanyonu seyir terası ilk olarak 4 Eylül 2017 tarihinde ziyarete açıldı. Bayram dolayısı ile oldukça yoğun olan kentten ve diğer ilçelerden yaklaşık 10 bin kişi burayı 1 hafta içerisinde ziyaret etmiştir. Böylece açılışı itibari ile istenilen turizm sayısına ulaşılmıştır.
Yaklaşık 25 ton metal, 10 ton cam ağırlığı olan teras 60 tonluk ağırlığı ile boşluk üzerinde duracak. Bu ağırlığı taşıması için arka tarafta 900 tonluk çelik ve beton inşa edilmiştir.
Burada dikkat çekmek istediğimiz bir başka konu yaklaşık 1500 metre uzunluğa sahip Çatak Kanyonu Engelli Yürüyüş yolu da hizmete açılmıştır. Engelli vatandaşlarımızı düşünüp böyle bir hizmet sunan yetkililere de teşekkür ederiz.
Projenin toplam maliyeti 2 Milyon Türk Lirası civarında olmuştur
23) Valla Kanyonu Seyir Terası / Kastamonu
Valla Kanyonu Seyir Terası:Valla Kanyonu,Kastamonuili Pınarbaşı İlçesi Muratbaşı Köyü’nde bulunmaktadır. Yakın zamanda ortaya çıkan kanyonun çok değişik bir keşfedilme hikayesi bulunmaktadır. 1994 yılında İstanbul Teknik Üniversitesinden gezmek için buraya gelen dört öğrencinin kaybolup,on dört gün sonra Kastamonu’nun başka bir şirin ilçesi olan Cide ilçesinden çıkmaları sonucu keşfedilmiştir.
Kısa zamanda medyada yer bulup ünlenen kanyon dünya sıralamasında ilk dört içerisine girmiştir, ülkemizin ise en büyük kanyonu ünvanını sahiplenmiştir. Doğaseverlerin oldukça ilgi gösterdiği bu kanyon kısa zamanda büyük ilgi görmüş ve ziyaret yeri haline gelmiştir. Yalnız oldukça zorlu parkurlardan oluşan kanyonun teçhizatsız geçilmesi mümkün değildir
24) Dupnisa Mağarası / Kırklareli
Dupnisa Mağarası:Kırklareli’ne gidecekseniz eğer, mutlaka Dupnisa Mağarasını görmeniz gerek. Demirköy ilçesinde Sarpdere Köyünün 5-6 km güneybatısında yer alıyor. Bu mağara tam üç tane girişe sahip. Toplam da 3000 metre uzunluğunda ve ilk 1000 metresi suyla doludur. Mağarada birde Türkiye ve Bulgaristan sınırını çizen Rezve Deresinin kaynağının doğduğu nokta var. Mağaranın birinci kapısının ismi Dupnisa Dolin ismini alıyor. İkincisi ise, kuru mağara, üçüncüsü de kız mağarası adını alıyor. Bu girişlerden en derini 400 metreyi aşan derinliğiyle Dupnisa Dolindir.
25) Maşukiye / Kocaeli
Maşukiye:MaşukiyeKocaeli’nindoğusunda, Samanlı dağlarının zirvesi ile Kartepe etekleri,SapancaGölü sınırlarında, Pınarları, Vadisi, Şelaleleri, Dereleri ve Meyve bahçeleri ile güzel bir tatil beldesidir.
İsmini Maşuk tan (Aşık) alan, Maşukiye Belde Halkının tabiri ile buraya gelen aşık olur dediği şirin bir beldedir.
Maşukiye Karadeniz’in tüm yeşil bitki örtüsünün bulunduğu Türkiye’nin en geniş ağaç ve bitki çeşitlerine ev sahipliği yapan bir beldedir. Türkiye’de Görülmesi Gereken 50 Farklı Gezilecek Yer ‘in yarısına geldik. Buradan sonraki yerler ilginizi daha fazla çekeceğinden eminiz.
26) Ballıkayalar Tabiat Parkı / Kocaeli
Ballıkayalar Tabiat Parkı:Harika bir doğa gezisine çıkmak için Ballıkayalar keşfedilmeyi bekleyen bir yer. 1995’de Bakanlar Kurulu kararıyla Kocaeli Gebze sınırları içerisinde yer alan Ballıkayalar vadisi tabiat parkı olarak koruma altına alınıyor. 2 km’lik bir alanı ifade eden tabiat parkı içerisinde birçok endemik bitki türü yer alıyor. Ayrıca; farklı kuş türleri, keçi, köstebek, çakal, tilki gibi canlılar da var.
Vadi içerisinde çok büyük olmasa da, irili ufaklı çay ve şelaleler de yer alıyor. Kayaların arasından süzülen çayların yarattığı ses ve harika görünüm eşliğinde gezi yapmak tüm stresinizi atmak için birebir. Vadi içerisinde gezi parkurları ve tırmanış için yerler bulunuyor.
27) Göksu Şelalesi (Yerköprü Şelalesi) / Konya
Göksu Şelalesi:Hadim ilçesine 23 km uzaklıktaki şelalenin ilginç bir jeolojik yapısı bulunuyor. Anadolu topraklarındaki önemli nehirlerden biri olan Göksu Nehri, Yerköprü’de mağaranın içine giriyor ve burada kayboluyor. Bölgedeki bir diğer akarsu olan Karasu Çayı da Göksu Nehri’nin yaklaşık 25 metre üzerinden aktıktan sonra Yerköprü Şelalesi’ni oluşturuyor ve Göksu Nehri’nin üzerine dökülüyor. İki akarsuyun birleşmesinden sonra ortaya muhteşem güzelliğe sahip bir gölet çıkyor ve birleşen iki nehir Akdeniz’e dökülmek üzere coşkuyla akmaya devam ediyor.
28) Levent Vadisi Seyir Terası / Malatya
Levent Vadisi Seyir Terası:Malatya’nın Akçadağ ilçesinde yer alıyor. Burayı önemli kılan ise, 65 milyonluk bir geçmişe sahip olmasıdır. Vadi içerisinde Neolitik çağdan kalma kalıntılara rastlamak mümkündür. Kaya oluşumları, vadi içerisindeki çukurlar, uçurumlar, bitki örtüsü ve daha fazlasının 65 milyon yıl öncesine dayandığını bilmek oldukça heyecanlı. Zaten bunu bilerek buraya gelenlerin birçoğu ekolojik yaşama merak duyanlar. Turistlik amaçlarla gelenler ise, doğaya hayran kalıyor.
29) Fethiye Saklıkent / Muğla
Fethiye Saklıkent:Fethiye Saklıkent 15 yıl önce bir keçi çobanı tarafından bulunmuş ve 49 yıllığına hükümetten kiralanmıştır. Şimdi bu çoban Saklıkent’teki cafe-restoranı işletmektedir.Saklıkent, 14 kilometre içeriye giden devasa bir vadi ve kanyondur. İki dağ arasında inanılmayacak kadar dar ve yüksektir. Eğer kanyonun içindeki güzellikleri görmek istiyorsanız, buz gibi soğuk suların içinden yürüyerek ırmağın diğer tarafına geçmek zorundasınız.
30) Günlüklü Koyu / Muğla
Günlüklü Koyu:Fethiye Günlüklü Koyu,FethiyeGölcek karayolunda yer almakta. İlçeninmerkezine yaklaşık on yedi kilometre uzaklıkta bulunan koy, beldedeki Göcek kasabasına ise hemen hemen on kilometrede uzaklığında. Günlüklü, tatilini hem doğa hemde denizle birlikte geçirmek isteyenlerin uğrak noktaları arasında yer alıyor. Koy, günlük ağaçlarının ışık geçirmeyen doğasında yakıcı güneşin altında serinleten bir gölge ile ziyaretçilerini ağırlamakta.
31) Fethiye Kelebekler Vadisi / Muğla
Fethiye Kelebekler Vadisi:Fethiye Kelebekler Vadisi sahip olduğu endemik türleri nedeniyledünya mirasıolarak korunması önerilmiş 100 dağ dan biridir. Babadağ’ın eteklerinde bulunan Kelebekler Vadisi 8 Şubat 1995 ‘de birinci derecede doğalsit alanı ilan edilmiş ve her türlü yapılaşmaya kapatılmıştır. Eğer böyle bir karar alınmasaydı bu gün böyle bir doğa güzelliğimiz olmayacaktı. 350 metreye ulaşan sarp kayalık duvarlarla çevrili olan Vadi ismini, barındırdığı 70 ‘den fazla kelebek türünden ve özelliklekaplan kelebeğinden almıştır. KaynağıFaralyaköyünde bulunan ve 50 metre yükseklikten dökülen küçük bir şelale ile Vadi’nin ortasından geçerek bir dere ile Akdeniz’e ulaşır.
32) Peri Bacaları / Nevşehir
Kapadokya Peri Bacaları:Nevşehir’e 7 km mesafede bulunan Kapadokya, olağan üstü güzelliğiyle hem yerli hem de yabancı turistler açısından ilgi çekici bir yerdir. Peri bacaları, yabancıların hazırladığı Türkiye’deki gezilmesi gereken yerler listesinde bile çoğu listede ilk sırada yer alır. Burayı gezerken sanki başka bir çağda, hatta başka bir gezegende dolaşıyormuşsunuz hissine kapılırsınız. Fotoğrafçılar için adeta eşsiz bir yer olup, çoğu turistik kısa filmde bahsi geçer. Her noktası ilgiyle gezilen peri bacaları, daha çok yabancı turistlerin, fotoğraf makinalarını elinden düşürmediği yer haline gelmişti
33) Derinkuyu Yeraltı Şehri / Nevşehir
Derinkuyu Yeraltı Şehri:Tarihi tam olarak bilinmemekle beraber, ilçenin oldukça eski bir yerleşim yeri olduğu ve tahminen MÖ 3000 yıllarına kadar dayandığı düşünülmektedir. Derinkuyu’nun eski adı, Malakopi, Melegobi ya da Melegobia olduğu söylenmektedir. İlçenin ilk yerlileri Asurlular dönemine kadar uzanmaktadır.
Bölgeye Türklerin gelişi ise 1071Malazgirt Savaşı’ndan sonrasına dayanmaktadır. Bölgeye yerleşen Türkler daha çok ilçenin doğusunda bulunan Çekme, Kızılören, Şemşili, Bölören yaylası çevrelerine yerleşerek hayvancılıkla geçimlerini sağlamışlardır.
34) Ayder Yaylası / Rize
Ayder Yaylası:Bu yıl Karadeniz turu yapmalıyımdiye düşünüyorsanız gezinizeeklemeniz gereken en önemli ve güzel yerlerden biridirAyder Yaylası…Rize’ye 69 km uzaklıktaÇamlıhemşinilçesinin 19 km güneydoğusunda 1350 metre yükseklikte çam ormanlarıyla kaplı yaylasıdır.Aşağı ve Yukarı Ambarlık Şelaleleri, yayla evleri, çeşit çeşit çiçeklerden elde edilen balları ve en çok da şifalı kaplıcasıyla ün salmış bir cennet parçasıdır burası…
Eskiden Ayder, halıların dinlendirildiği bir yerdi ve yazın bu yaylalar çayır biçerek ve büyükbaş hayvanlarının kışlık ot ihtiyacını sağlamak amacıyla kullanılmaktayken, turizm merkezi olmasıyla bu vasfını büyük ölçüde kaybetmiş Pansiyonculuk ve gelen turistlere hitap eden hediyelik eşya mağazaları temel geçim kaynağı haline gelmiştir.
35) Acarlar Longozu / Sakarya
Acarlar Longozu:Longoz kelimesini ilk defa duyuyor olabilirsiniz. Bu yüzden bugünkü yazımıza longoz kelimesini açıklayarak başlamak istiyoruz. Longoz, subasar ormanına denir ve oluşumu itibariyle dünyada nadiren görülür. Bugünkü yazımızda bahsedecek olduğumuz Acarlar Longozu’nun oluşumu ise, Sakarya Nehri’nin Karadeniz’e aktığı alanda binlerce yıl önce oluşmuş olup, zaman içinde Karadeniz’den gelen dalgaların oluşturduğu lagünlerle, Sakarya Nehri’nin taşıdığı mil ve alüvyonların bu alanı doldurmasıyla birlikte su seven bitkilerin yetiştiği bir orman haline gelmiştir. Dünya üzerindeki ikici en büyük longoz olan bu yer toplamda 1562 hektarlık alanı kaplamaktadır.
Oldukça zengin bir bitki örtüsüne sahip olan bu yerde hayvan çeşitliliği de son derece fazladır. Özellikle İstanbul’a yakın olmasından dolayı hafta sonları günü birlik tatiller için kaçırılmayacak bir mekan olduğunu söyleyebiliriz. Daha önceki yazımızda bahsetmiş olduğumuz yerlerden biri olan Ağva – Şuayipli Köyü gibi günü birlik tatil için değerlendirebileceğiniz bir mekan olduğunu söyleyebiliriz.
36) İnceburun Feneri / Sinop
İnceburun Feneri:Fener 1863 yılında yaptırılmıştır ve denizden yüksekliği 38 metre’dir. Bembeyaz Kulesi ise 12 metrelik uzunluğu ve ihtişamı ile görülmeye değer. İnceburun Feneri’nin en büyük özelliği ise Türkiye’nin en kuzey noktasında yer almasıdır.
Fener’de çok uzun yıllardır bir aile yaşıyor ve buranın bakımınından bu aile sorumlu. Fener hakkında kendileri ile konuşma fırsatımız malesef olmadı.
Ve gelelim manzarasına. Karadeniz’in eşsiz güzelliğini size sunan bu koca heybetli yapı, fotoğraf çekilmek için çok güzel bir yer. Ayrıca deniz fenerinin ışıklarıyla denizin maviliğinin gece yeşiline dönmesi muhteşem bir manzara çıkartıyor ortaya. İlk fırsatta buraya gelip bu güzelliği yaşamanızı tavsiye ederim.
37) Erfelek Tatlıca Şelaleleri / Sinop
Erfelek Tatlıca Şelaleleri:Doğa içerisine yıllardır adeta gizlenmiş ve 1997 yılında Erfelek Barajı’ nın yapımının başlanmasının ardında açılan yollar sonrasında Devlet Su İşleri tarafından keşfedilen Erfelek Şelalesi görenleri şaşkına çevirmektedir. Dünya’ da eşi benzeri bulunmayan bu şelalenin özelliği irili ufaklı toplam 28 adet şelaleden oluşmasıdır.
Belediye’nin bünyesinde girişin ücretli olduğu Erfelek Tatlıca Şelaleleri ilçenin en büyük turizm kaynaklarından bir tanesidir. Şelale çevresinde mesire alanları ve kampa uygun bir konumu bulunmaktadır. Aileniz veya arkadaşlarınız ile güçlü doğa karşısında piknikli, eğlenceli bir gün geçirebileceğiniz sayılı yerlerden bir tanesidir.
38) Gökpınar Gölü / Sivas
Gökpınar Gölü:Burası için saklı cennet mi desek, tabiatınbir mucizesi mi desek bilemedik doğrusu. İlk bahar aylarının gelmesiyle birlikteturkuaz’ın mavisi ve yeşilin güzelliği ile adeta cennetten bir bahçeye dönüşen bu göl yaz ayları geldikçe güzelliğine güzellik katıyor.
Gölün suyu o kadar temiz ve sağlıklıki köy halkı burayı içme suyu olarak ta kullanmaktadır. Biz tadına bakmadık ama söylenene göre bu su billur gibi berrak ve zemzem suyu kadar tatlı ve soğuk bir suymuş. Köy halkı demişken Göl,Gürün’inYelken ve Karahisar köyleriarasında kalmaktadır. Ayrıca Gölden akan çay üzerinde kurulan alabalık tesisleri çevrede ki halkın geçim kaynağını oluşturmaktadır.
39) Ballıca Mağarası / Tokat
Ballıca Mağarası:Tokat İli Pazar İlçesinde dünyanın en büyük ve en görkemli mağaralarından biri olan Ballıca Mağarasının henüz keşfedilmemiş ve ziyarete açılmayan bölümleri olsa da; günümüzde 680 m uzunluğunda 8 salonu ile ziyaretçileri ile buluşmakta. Tokat İli bu gizemli yer karşısında turizm alanında büyük önem kazanmakta.
Yaşının 3.4 milyon yıl olarak tahmin edilse de yaşı itibari ile gizemli bir yolculuğa sürükleyen bu eşsiz yer, özgün Soğan Sarkıtları ile de uluslararası büyük önem taşıyor.
40) Uzungöl / Trabzon
Uzungöl:Uzungöl Pek çok kişinin fotoğraflardan bildiği, “Şuraya bir gün gitmek lazım” dediği, ortasında büyükçe bir gölün yer aldığı eşsiz yer, Trabzon’ iline 99 kilometre uzaklıkta yer almaktadır. Çaykara ilçesinde bulunan Uzungöl, deniz seviyesinden yaklaşık olarak 1090 metre yüksekte bulunan bir yerdir. Uzungöl’ün oluşumunu vadinin ortasına yamaçlardan düşen kayaları Haldizen deresinin önünü kapatmasıyla ve bağlantısının denizle kesilmesiyle oluşmuş.
Uzungöl’ün yanında bulunan Şerah isminde köy, ahşap evleri ve kendisine has yöresel lezzetleriyle bu bölgenin fotoğraflarla dünyaya yayılmasına sebep olan doğal manzaranın oluşmasına sebep olmuş. Bugünde doğal görünümünden hiçbir şey kaybetmeyen Uzungöl, korunmaya çalışılmaktadır.
41) Sümela Manastırı / Trabzon
Sümela Manastırı:Karadeniz’in en güzel şehirlerinden birisi olan Trabzon’da gitmeniz gereken yerler arasında önemli bir değer ifade eden Sümela Manastırı, Trabzon’un Maçka ilçesi sınırlarında yer alan Altındere Köyü içerisinde sarp kayalıklar üzerine kurulmuştur. Halk arasında “Meryem Ana” ismiyle anılır.
Altındere köyünden yaklaşık olarak 300 metre yüksekte yer alan Meryem Ana, geleneksel manastır inşa yerleri olan sarp kayalıklar, ormanlar, mağaralar geleneğine uygun inşa edilmiştir. Meryem Anaya atfen kurulan manastır, Sümela adını siyah manasına olan melas kelimesinden almıştır. Manastırın yer aldığı koyu dağlara baktığınız zaman, neden siyah manasına gelen Sümela adını aldığını anlayabilirsiniz. Ünlü tarihçilerden Fallmerayer de manastırı ziyaretlerinde, Sümela isminin manastıra verilmesinin sebebini koyu dağlar içerisine inşa edilmesine bağlamıştır.
42) Göbeklitepe Tapınağı / Şanlıurfa
Göbeklitepe Tapınağı:Tarihin bilinen ilk ve en büyük tapınağıdır. Bu bölgede yaklaşık 20 tapınak tespit edilmiş ve şu ana kadar yalnızca 6 tapınak gün ışığına çıkartılmıştır.
Bilinen en eski yapıttan 7500 yıl daha eski olan tapınak insanlık adına oldukça önemli ve değerli. Göbeklitepe tapınağı keşfedilene kadar bilinen en eski tapınak Malta’da bulunuyordu ve yaşı 5000’di.
Yapılan araştırma ve incelemeler sonucu buğdayın ilk yetiştirildiği yer olduğu ortaya çıkmıştır.
43) Balıklı Göl / Şanlıurfa
Balıklı Göl:Bu gölün gizemli bir hikâyesi olması ziyaretçilerini oldukça derinden etkilemekte ve hayretler içerisinde bırakmaktadır.
Hz. İbrahim ateşe atıldığında; ateşin suya dönüştüğü ve içerisindeki odunların da balığa dönüştüğü söylenen bu göl, yerli halk ve ziyaretçileri tarafından değer verilen, korunan bir göldür.
Kısaca özetlemek gerekirse, Hz. İbrahim peygamberin yaşadığı dönemde halka eziyeti ve zalimlikleri ile bilinen Nemrut’ un Hz. İbrahim’ i cezalandırarak idama mahkûm ettiği söylenmektedir. Nemrut tarafından verilen emir doğrultusunda ateşe atılması istenen Hz. İbrahim, Allah’ ın ateşe verdiği emir “ Ey ateş; İbrahim’ e karşı serin ve selamet ol” ile ateş suya, sudaki odunların da balığa dönüştüğü söylenen bu gölün hikâyesi öğrenenleri şaşkına çevirmektedir. Halk tarafından bu gölde bulunan balıkların kutsal olduklarına inanılmakla, korunarak avlanmamaktadır. Balıkları ile görsel bir şölen sunan bu göl ziyaretçi akınına uğramakta ve sizleri beklemektedir.
44) Ihlara Vadisi / Aksaray
Ihlara Vadisi:Ülkemizdeki doğal güzelliklerden biriside Aksaray’da bulunan Ihlara Vadisi dir. HazırNevşehirve çevresindeki yerlerden bahsetmişken Ihlara Vadisi’ne değinmeden olmaz. Vadideki doğal güzelliklerden bahsetmeden önce vadinin nasıl oluştuğu hakkında kısaca sizleri bilgilendirelim. Geçmiş yıllarda bölgede bulunan Hasandağı’nda meydana gelen volkanik hareketlerden kaynaklı lavlar bu bölgede volkanik bir tabaka oluşturur. Zaman içinde ise oluşan bu tabaka çevresel nedenlerden dolayı aşınmaya başlar. Ayrıca bölgeden geçen Melendiz Çayı, kanyon vadinin tabanını derin bir şekilde oyarak bölgede yol oluşmasına neden olur. Oluşan bu derinlikler vadinin belli bölümlerinde 120 metreye kadar ulaşmaktadır.
45) Ayasofya Müzesi / İstanbul
Ayasofya Camii Müzesi:Türkiye’de en çok ziyaret edilen turistlik yerler arasında yer alan Ayasofya Müzesi; sanat ve mimaride dünyanın en muhteşem anıtlarından biridir. Ayasofya Müzesi dünyanın sekizinci harikasıdır. Müze altıncı yüzyılda Philton tarafından da dünyanın sekizinci harikası olarak nitelendirilmiştir. 916 yıl kilise olan yapı, 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye çevrilmiştir ve 482 yıl cami olarak kullanılmıştır. 1935 yılında Atatürk’ün emriyle müze olarak kapılarını ziyarete açmıştır.
46) Galata Kulesi Müzesi / İstanbul
Galata Kulesi:Galata Kulesi İstanbul’un Galata Semtinde yer alan HezarfenAhmet Çelebi’nin buradan Üsküdar’a uçmaya çalıştığı ihtişamlı bir eserdir. Altmış yedi metre uzunluğundaki kuleden İstanbul manzarasını bütün çıplaklığıyla izleyebilirsiniz. Ne zaman ve kim tarafından yapıldığı tam olarak bilinmemekle birlikte tarihte rasathane ve hapishane olarak kullanılmıştır. Şehrin merkezinde yer alan kuleye ulaşım rahatlıkla sağlanabilmektedir. Asansörle çıkılan kuleye son iki katı dar merdivenlerden geçerek çıkıyorsunuz. En yukarıda sizi bir kafe ve restaurant karşılıyor. Belediyeye ait olduğundan alkollü içecek satışı yapılamamaktadır. Akşamları türk ezgileriyle çayınızı yudumlayıp İstanbul manzarasını izleyebilirsiniz.
47) Topkapı Sarayı Müzesi / İstanbul
Topkapı Sarayı Müzesi:1478 yılında Fatih Sultan Mehmed tarafından kurulan, 9 Ekim 1924 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ün emri ile halka kapılarını açan Topkapı Sarayı Müzesi günümüzde turistlerin en uğrak yerlerindendir.Tarihte ve günümüzde manevi değeri yüksek olan Topkapı Sarayı’ nın geçmişinden bahsetmek gerekirse;
Dolmabahçe Sarayı’ nın yapımına kadar yaklaşık 380 yıl boyunca Devlet’ in idari merkezinde, Padişahların ikamet yeri olarak kullanılmıştır. Dolmabahçe Sarayı’ nın yapımının ardından, Padişahların kaldıkları Topkapı Sarayı boşaltılmıştır. Bu olayın ardından Topkapı Sarayı’ nda görevli personeller tarafından da bir süre kullanılan bu Saray’ ı, bayramlarda Padişah ve aileleri tarafından ziyaret edilmeye başlanmıştır.
48) Yerebatan Sarnıcı / İstanbul
Yerebatan Sarnıcı:Yerebatan Sarnıcı Bizans İmparatoru Justinyen tarafından 542 yılında yaptırılmıştır. Suyun içerisinden yükselen sutunların ihtişamı görünleri büyülemektedir. 9800 metrekare üzerine kurulu olan sarnıç pek çok ulusal etkinliğe ev sahipliği yapmaktadır. Sarnıçta 9 metre yüksekliğinde 336 adet sütun bulunmaktadır. İstanbulun su ihtiyacını karşılamak için yaptırılmış olan sarnıç, yüz bin ton su depolama kapasitesine sahiptir. Sarnıç o kadar ihtişamlıdır ki dönem halkı tarafından saray olarak anılmıştır. İki sütunun altında Medusa adı verilen eski yunan canavarlarının ters başları bulunmaktadır.
49) Pierre Loti Tepesi / İstanbul
Pierre Loti Tepesi:Haliç’in o ünlü panaromasının seyredilebildiği en iyi bölge olan bu sırtlara çıkıldığında; ünlü Fransız yazar Pierre Loti’nin adını taşıyan Kahve’ye ulaşılmaktadır. İstanbul’da uzun dönemler yaşayan ve gerçek bir İstanbul aşığı olan Pierre Loti’nin asıl adı “Julien Viaud’dur”. Tarihi Kahve, bahsi geçen eşsiz manzaranın seyredilebildiği en ideal yerdir.
Türkiye’yi ikinci vatan olarak gören Pierre Loti’nin o dönemde, “Rabia Kadın Kahvesi” olarak bilinen bu kahveye sık sık gelerek Haliç’e karşı “Aziyade” adlı romanını yazdığı söylenir. Bugün restore edilerek orijinal “Türk mahallesi” halinin yaşatıldığı bölge, turistik tesis olarak hizmet veren mekanlardan oluşmaktadır. Bölge, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde, “İdris Köşkü Mesiresi” olarak geçmektedir.
50) Atatürk Arboretumu / İstanbul
Atatürk Arboretumu:Atatürk arboretumu’na gittiğinizdebol bol fotoğraf çekip, göl kenarında romantik anlar yaşayabilirsiniz. Bahçeköy Orman İsletme Müdürlüğü’ne bağlı bir isletme şefliği olan arboretum, kelime anlamı da çeşitli canlı ağaç türlerinin “derlemini (koleksiyonunu)” barındıran bir ağaç müzesi olarak tanımlanabilir.Belgrad ormanınıngüneydoğusunda, 345 hektarlık alana kurulmuştur.Arboretumda 1500’ü aşkın bitki türü vardır. Ayrıca hatırı sayılır bir soğanlı bitkiler koleksiyonu ve içinde 1818’de yapılmış Kirazlıbent ve 1916’da Neşet Hoca tarafından yaptırılmış Türkiye’nin ilk fidanlığı da yine burada bulunmakta. Bunlar dışında da 3 tanede yapay göl bulunuyor.
51) Anıtkabir / Ankara
Anıtkabir: Türk Kurtuluş Savaşı’nın ve inkılaplarının önderi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün, Ankara Anıttepe’de (eski adıyla Rasattepe) bulunan anıt mezarıdır. Ayrıca dördüncü cumhurbaşkanı Cemal Gürsel de 1966 yılında devrim şehitleri bölümüne defnedilmiştir (6 Kasım 1981 tarihli Devlet Mezarlığı Kanunu 1.madde 2.fıkra gereğince, 27 Ağustos 1988’de çıkartıldı). 1973’den beri İsmet İnönü’nün kabri de Anıtkabir’dedir. Başkent Ankara’da bulunan Anıtkabir, her yıl yerli yabancı milyonlarca kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Özellikle 10 Kasım ve milli bayramlarda yoğun bir ziyaretçi trafiği yaşanmakta, yurdun birçok yerinden gelen vatandaşlar Anıtkabir’i Türk bayrakları ile donatmaktadır.
Türkiye’de Görülmesi Gereken 50 Farklı Gezilecek Yer adlı gezi yazımızın sonuna geldik ama biliyoruz sadece İstanbul‘da çok daha fazla gezilecek yer var. Bu yerler nerede? burası da koyulmaz mı? dediğinizi duyar gibiyim. :) İstanbul’da gezilecek yerler‘in tamamın için bir gezi listesi oluşturduk, sadece İstanbul gezmeyi düşünüyorsanız listemize mutlaka bir göz atın.